Küçüklerin Büyük Soruları
Küçük çocukların büyük soruları var bu ara: Ölmek ne demek anne?
Maria Montessori'nin adını şahane biçimde koyduğu gibi emici zihinleri var zira. Etraflarında olan her şeyi sünger gibi çekip, içselleştiriyorlar. Akıl, vicdan, insaf sahibi hiç bir yetişkinin anlamadığı 301 kalbin neden durduğunu anlamak istiyorlar örneğin, büyükleri kahrolurken gördükçe.
Okul Öncesi Dönemde Çocuklarla Ölümden Konuşmak
Annelik kitabındaki en zor bölüme geldik dostlar...
Çocuk ailenin yaklaşımından bu konunun aile içinde konuşulup konuşulamayacağını sezer diyor, veli insiyatifi bir Montessori okulu olan Küçük Kara Balık'tan Uzman Klinik Psikolog Hilal Çerçel ve ekliyor:
"Bilgi edinmek isteyen çocuğa bu konuda konuşmakta problem yok, konuşabiliriz mesajını vermek önemli. Sorusuna cevap vermeden, sorularla tam olarak neyi anlamak istediğini tespit edin ki, kaygılarının sınırına dair bir fikriniz olsun. Ne soruyor, neyi öğrenmeye çalışıyor, bu konuda ne biliyor bunu net bir şekilde anlamak lazım."
Neden peki?
“Biz farkında olmasak da çocuklar ölüm hakkında bilgi toplamaya başlarlar. İstanbul sokaklarında gördüğü ölü bir kedi yavrusundan, televizyonda gördüğü bir haberden fikir edinmiş ve oyununa çoktan dahil etmiştir çünkü.
Ölüm hakkında konuşmaya fırsat vermek adı konmuş ama içi dolu olmayan dosyaya sayfalar eklemeyi sağlar. Bilgi sahibi olan çocuk durumla daha kolay başa çıkabilir."
Bu konuda kaçınılması gereken iki davranış olduğunu da önemle belirtiyor Hilal Çerçel: Yüzleştirmek ve kaçınmak.
Kaçınırsanız problemi zihninde olduğundan büyük hale getirebiliyor çocuk, yüzleştirirseniz de hazır olmadığı halde bilmek istediğinden fazlasına maruz kalıyor.
En uygun yaklaşım konuşmaya hazır olduğu bir anda gerçek sorusunu duymak, sorusunun altında yatan duyguyu kabullenmek ve çekindiği şeyi ona aynalamak sevgili anneler...
Son kertede bizden şunu duymak istiyorlar aslında:
"Senin yanında, buradayım. Seninle uzun yıllar beraber yaşamak istiyor ve bunu planlıyorum."
YORUMLAR