Aklımızı oynatmamak için öneriler

Hala tek parça iseniz ve bu yazıyı okuyabiliyorsanız öncelikle tebrik ederim. Her gün geçtiğimiz sokaklar, Avrupa'nın göbeği, otobüs durağı, kapımızın önü... Son günlerde hiçbir yer güvenli değil.

İçinden geçtiğimiz süreç normal değil onu herkes kabul ediyor. Alışkın olmadığımız bir durumun ortasında bulunca kendimizi, eve kapanıp canımızı düşünmekten başka çaremiz kalmadı.

Kimisi "boyun eğmek yok, çıkıyoruz alışveriş yapıyoruz heyooo" dese de, bir diğer kesim "canımı sokakta bulmadım, ortalık durulana kadar beni unutun" modunda.

Ben ise ne yapacağını bilemeyenlerdenim...

Bu zorlu süreci, delirmeden atlatmak için birkaç yöntemim var.

Diziye, filme abanın: Madem bir süre kalabalık yerlerden, kafelerden barlardan uzak duruyoruz arkadaşlarla ya da yalnız başına evde dizi maratonu yapmak en güzeli. Hazır House of Cards'ın yeni sezonu da başlamış, allah ne verdiyse hızlı izle, tek parça izle, hd izle, bokunu çıkarana kadar izle... Bir de bu ara Hayat Şarkısı adlı diziye sardım. 5 bölüm yayınlanmış olmasına rağmen bölüm başı 39093 saat sürdüğünden daha 3 bölüm izleyebildim. Zenginlik, entrika, Berlin, yalan dolan... Tam benlik bir diziymiş. İzlemiyorsanız tavsiye ederim. Öğle uykusuna dalmadan önce rüyamda kendimi, Birkan Sokullu'nun yılan karısı olarak görmeyi diliyorum.

Yemek yapın: Evdeyken hem yapıp hem de yemek biraz tehlikeli ama en azından güzel vakit geçiyor. Halis muhlis bir Türk kızı olarak büyüdüğümden keyif için mutfağa girmek demek, hamur işi demek. Elim hemen hamur mayalamaya, pudingle büskeviti karıştırıp varoş bir tatlı yapmaya gidiyor. Tabii yaz öncesi bu alaturka alışkanlıklardan vazgeçip internette bulduğumuz antin kuntin tarifleri denemek için harika bir fırsat var önümüzde. Chia tohumu görmüş masum köylü mutfakta.... Yulaf ezmeli kukiler, kinoalı kısırlar ellerinizden öperler....

Online alışveriş yapar gibi yapın: Bakın klişe klişe "alışveriş yapın, alın verin ekonomiye can verin" demiyorum. Online alışveriş sitelerinde bol bol vakit geçirin, alıyor gibi yapıp sepetinize binlerce euroluk ürünler ekleyin. Sanki o Dior tulum yarın kargoya verilecekmiş gibi hissedin.. Sonra ani bir kararla sayfayı kapatın. O kıyafetleri almasanız da bir saniyeliğine falan gerçekten sizinmiş gibi hissedeceksiniz.. Hem de bu tip sitelerde vakit geçirip kim ne giyiyor, neyi nasıl kombinleyebilirim, kahverengi botumun üzerine nasıl bir etek giymeliyim diye ürünler arasında dolaşıp moda zevkinize katkıda bulunabilirsiniz.

Çiftleşin: Durumunuz varsa bol bol halvete girin. İster sevişin, ister seks yapın, isterseniz ecnebinin deyişiyle aşk yapın (make love). Lakin aman korunmayı unutmayın. Hem vakit geçer, hem kalori yakarsınız, hem de bir neşe, mutluluk bir coşku gelir... Bu zalim dünyaya bu ara bir çocuk getirmeyi düşünüyorsanız, size tavsiyem; düşünmeyin!

Benden naçizane öneriler bu şekildeydi. Delirmemek için siz neler yapıyorsunuz önerilerinizi bekliyorum. Birlik ve beraberlik içinde kafayı yemeden gül gibi yaşayalım....