Halloween bizimdir bizim kalacak

Geçtiğimiz günlerde dünyanın dört bir yanında ve ülkemizde coşkuyla Halloween kutlandı. Ama bizde bayağı bir coşkulu geçti, değinmeden edemedim yeni ve güzide bayramımıza.


Son birkaç senedir ufak tefek partiler, bazı mekanlarda etkinlikler oluyordu da, bu sene yeni gelinin malum şeye sarıldığı gibi tutunduk Halloween'e.





Öncelikle anlam veremediğim neden üç gün üç gece kutladık? Niye dünyanın geri kalanı gibi 31 Ekim gecesi ekşın olmadı da, Cumartesi gecesinden nerdeyse Salı sabahına kadar beyaza boyandı o suratlar?


Kurban bayramında "Ay beni kan tutar, kurban eti yiyemem" diye dolanan kızceyizlerimiz file çoraplar, seksi arı kostümleri, seksi hizmetçi kılıklarıyla fink attılar. Ohh atacaklar tabi, canları sağ olsun.


Her konuda olduğu gibi bu konuda da aşırı uçlara bölünmeyi başardık. Daha dur bismillah, Halloween ülkede kendine yer bulamadan kavgası gürültüsü yerleşti gündemin tepesine.


Bir yanda sanki beşikten beri Halloween kutluyor gibi takılanlar, diğer yandan kutlayanları elinden gelse taşlayacak olanlar...


Benim şahsi fikrim isteyen istediğini yapsın. Ama her işin de bir adabı var. 80'ler kostümüyle giden gördü bu gözler. Bir diğeri Michael Jackson olmuş. Olayı hiiiç ama hiç anlamayınca komik oluyor ama banane, insanların düştüğü kötü durumlarla eğlenebilen gerçek bir Halloween cadısı olduğumdan daha hoşuma gidiyor bu cahil cühela davranışlar.


Ama bir diğer güruh var ki, tamamen karşılar, nasıl olur da ülkemizde kutlanırmış, aman Halloween mi görmüşüz, biz kimmişiz, nenemiz çarık giyermiş Halloween neyimizeymiş.


Kardeşim nenem çarık giyiyordu diye ben de mi giyeyim?


Hiç mi gelişmeyelim, yeni şeylere adapte olmayalım?


Elinde son model telefonuyla, moron moron konuşup insanı deli ediyorlar. E sen de köyüne dön o zaman, maşallah her uygulamaya gelen updateleri cayır cayır yapmayı biliyorsun.


Millet iki gram eğlenince hemen nedense örfler, adetler, gelenekler aklına geliyor bunların.


Acelece bir kahve alırsın Starbucks'tan ya da herhangi bir üzerinde logo olan kahveciden bir şey görürler elinde, başlar bunlar "Nenen de kahvesini içmeden ayılamıyordu di mi?"


Rahmetli nenemle içtiğim kahvenin ne alakası var?


Nereden ne kompleks yapsak, kime nasıl laf soksak diye internet başında saatlerini harcayan bir kitle oluştu.


Gelişmeye, üretmeye, yeniliğe tamamen kapalı bir toplum haline gelmemiz ise böyle böyle ufak şeylerle iyice ortaya çıkıyor.


Kendisi gibi olmayana tahammül edememe, kendisiyle aynı fikirde olmayana hakaret etme, sözlü hatta fiziksel tacizde bulunma hakkını görmek böyle böyle başlıyor işte.


Bugün nasıl cadılar bayramı kutlarsın, yarın nasıl şort giyersin, öbür gün bu saatte burdan nasıl geçersin deyip kurşunlanma ve kapanış.


Vajina beyazlatma videosunu yayınlayan kız ile iyice doruğa çıktı bu ikiyüzlü duyarcılık. Özgürlükçü diye geçinen herkes "O da konur muymuş canım, yuh artık" moduna geldi.


Kendi instagramı, kendi vajinası, kendi doktoru? Sanane, banane? Kimseye hakaret etmiyor, kimsenin özgürlüğüne bulaşmıyor. Paylaşmak istediği kadar paylaşıyor özelini.


Ama yok, ille bizim olmayan hayatlarla ilgili bir söz söyleyeceğiz, sorulmadığı halde fikrimizi belirteceğiz. Bu da böyle bir dönem işte, akıl sağlığımızı yitirmeden atlatabilmek dileğiyle...

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir yazılarının bitişlerine bayılıyorum :)
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.